Çocuklarda inatçılık çoğunlukla 2-4 yaşları arasında başlamaktadır. Bu yaş grubundan önce çok sakin, neşeli, söz dinler ve iyi yönetilebilen çocuk aniden huysuz, geçimsiz, zarar verici ve dayanılmaz hale gelebilir. Her şeye hayır diyerek öfke ile karşı çıkar ve ebeveynlerinin istediği şeyleri yerine getirmemek için şiddetle direnir. Çoğu kez kendini yerden yere atar, bağırır ve akla gelmedik yaramazlıklar yapar. Çocuğun bu tip davranışının derinliklerine inildiğinde kendi varlığını ortaya koyma mücadelesi verdiği anlaşılmaktadır. Yaşları ilerledikçe inatçılığın düzeyi normal bir hal almaktadır. 2-4 yaşlarında her şeyi kendi başına yapma ve özgür olma duygusu, tüm davranışlarına hakim olmaya başlar. Aklına gelen her şeyi yapmak ister. Kendinin yaptığı şeyler hoşuna gider, ona güven verir. Yaptıklarıyla gurur duymaktadır. Fakat çoğu kez yapamadıkları yaptıklarından daha çoktur. Aklından geçenleri sözel olarak aktarabilme yeteneği gelişmediğinden, çoğu kez istediği şeylere ulaşamaz. Ebeveynlerinin istekleri ile kendi arzuları ve beğenileri arasında çelişkiler yaşar. Büyükleri tarafından arzu ettiği gibi değerlendirilemez ve anlaşılamaz. Bu nedenden dolayı çocuğun sevdiği ve beğendiği çevre birdenbire ona düşman olmuş gibi görünür. İstediğini yapma gayreti içinde olan çocuğa çevreden gelen direnişler, engeller ortaya uyumsuz, inatçı, problemli bir çocuk çıkarır.
Çocuklar benmerkezci bir kişiliğe sahiptirler ve haz ilkesine göre hareket ederler, herkesin ona hizmet etmesini ve her isteğinin yerine getirilmesini ister. İsteğinin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını anlamazlar, isteğinin geri çevrilmesinden veya ertelenmesinden hoşlanmazlar. Çocuğun isteğinin yerine getirilmesi para ve zaman yönünden mümkün değilse çocuğa gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Buna rağmen çocuk istediği şeylerin yerine getirilmesi için ağlar, küser, tepinir ve avazının çıktığı kadar bağırabilir. Tüm bu davranışları sonucunda amacına ulaşırsa, istediği her şeyi bu yolla kabul ettirmeye çalışabilir ebeveynler bu konuda dikkatli olmalı ve çocuğun bu olumsuz davranışını pekiştirmemelidir.
İnatçı Davranışların sebepleri;
- Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması,
- Çocuğun öfkeli ve sinirli bir anında tartışmaya girilmesi,
- Çocuklarda şiddet ve zor kullanarak yetişkinlerin isteklerini yaptırması,
- Çocuğa şiddetli cezalar verilmesi,
- Yeni bir kardeşin olması veya var olan kardeşin kıskanılması,
- Çocuğun tüm isteklerinin önüne geçilmesi,
- Yetişkinin kendi istekleriyle çocuğun istekleri arasında çelişkili davranışlar sergilemesi,
- Çocuğa bağımsızlık duygusunun verilmemesi
İnatçı çocuklara nasıl yaklaşmalıyız?
Ebeveynler çocuklarına karşı kararlı ve istikrarlı olmalı ve tutarlı davranışlar sergilemeye dikkat etmelidir. Hem anne hem de baba birbirlerine paralel davranış sergilemeliler. Çocuk öfke nöbetleri geçirdiğinde dikkatini farklı yöne çekmeye çalışılmalı ya da yapmaktan hoşlandığı bir kaç durum alternatif olarak sunulmalıdır. "Hayır" kelimesi olabildiğince az tekrarlanmalıdır.’ Hayır oyuncağını kırma!’ demek yerine ‘ Oyuncağını çok sevdiğini ve onu kırmayacağını biliyorum’ gibi işlevsel cümleler kurulmalıdır. Çocuk kendi başına yapmak istedikleri konusunda desteklenmelidir, kendi yemeğini yemek, üstünü giyinmek, kendi kıyafetini seçmek gibi. Çocuk bu dönemde olabildiğince iyi gözlemlenmeli ve inadını körükleyecek her hangi bir söylemde bulunmamaya dikkat edilmelidir. Kalabalık bir yerde tutturma, inat ve huysuzluk davranışları ortaya çıktığında, ebeveynler insanların kendilerine baktığını düşünülerek geri adım atmamalı, bulunan ortamdan uzaklaşmalıdır. Çocuk her hangi bir konuda inatlaştığında problemi gidermek amacıyla ilgi gösterilmemeli tam tersine çocuk sakinleştiği zaman yakınlık kurulmalı ve ilgi gösterilmelidir. Zaman zaman çocuğa yaşı ve motor becerileri göz önünde bulundurularak çeşitli görevler verilmeli ve sonrasında süreç takip edilmelidir. Çocuklara emir cümleleri yerine soru cümleleri ile yaklaşılmalıdır. Çocuğunuzun da fikirlerine saygı duyduğunuzu ve birey olarak düşüncelerini önemsediğinizi hissettirmeniz bu evreyi sağlıklı atlatabilmeniz için oldukça önemlidir.